Evinde 106 sayı yemek mi?
Oyun kurucuların 30+ dakika süre almaları, akabinde yaşadıkları yorgunluklar, benchten gelen katkının çok kısıtlı olması, boyalı alan üretkenliğinin yok denecek kadar az olması ve son olarak felaket takım savunması.
Nereden başlayalım? Gelin sıra sıra gidelim.
Freeman 37 dakika, Perry Jones 35 dakika, Chris Jones 32 dakika süre sahada kaldılar Gaziantep karşısında. Evet, Bursaspor bundan önceki haftalarda da bu oyuncuları bu sürelerle oynattı fakat nereye kadar? Bu durum 90’lı yıllardaki basketbol takımlarında fazlasıyla mevcuttu, dar bütçeli takımlar skorer guardlar bulup onlara fazlasıyla süre ve sınırsız top kullanma hakkı tanırlardı. Yeşil beyazlılarda da durum bu şekilde, biraz da zorunluluktan elbette.
Bu üç oyuncu atılan 87 sayını 50’sini kaydettiler ki -takım adına önemleri buradan anlaşılabilir- ayrıca yine bu üçlü Bursaspor‘un takımca yaptığı 22 asistin 17’sine imza attığını görüyoruz. Bu muazzam bir şey. 17 asistin hepsini iki sayı olarak hesaplasak 84 sayı ediyor ki Bursaspor takım hâlinde 87 sayı atmış durumda. Yazdığım tüm bu veriler bench katkısının oldukça kısıtlı olduğunu gözler önüne seriyor. Zira Tuğberk‘in -bana göre- ekstra üç sayılarının yanında Can Maxim‘den gelen 6 sayı var ki Can zaten dış atış isabetine yardımcı olsun diye takıma dahil edildi.
Serkan Erdoğan sene başından beri 1 ve 2 numaralara sonsuz özgürlük tanımış durumda. Freeman, Perry ve Chris Jones bazen set hücumlarına ve 24 saniyeye sadık kalmadan da top kullanabiliyorlar. Antep maçında oynamayan Ender Arslan da elbette gerek tecrübesiyle gerekse pasör özelliğiyle sayı pası kısmına ve saha önderliğinde fazlasıyla yardımcı oluyor. Onu da es geçmeyelim. Fakat bugün gördük ki, 1-2 numaralı pozisyonlarda yeterli katkıyı almayı başaramadık.
Mykal Riley Konusu?
Büyük umutlarla transfer edilen Mykal Riley gitgide sahadan silinmeye devam ediyor. Oynadığı 9 maçta da çift haneli skora ulaşamayan Riley, ribaund konusunda da yeterli verimi vermekten çok uzak. Kafası sahada değil gibi sanki. Zaten Antep maçında da sadece 8 dakika süre verdi koç kendisine. Eğer maliyeti düşük, şut atabilen, savunmada daha sert olabilecek bir yabancı bulunabilirse, Riley ile yolların ayrılması bana göre çok doğru olacaktır.
Boyalı Alanda Daha Üretken Olmalı
Antep maçının 3 sayı şölenine sahne olduğunu düşünürsek, elbette boyalı alandaki etkisizlik kabul edilebilir fakat genel itibariyle geride bıraktığımız 9 haftayı 1-2-3 numaraların özgürlüğüne bağlı olarak oynadık. Uzun rotasyonumuz kısıtlı, Olaseni ribaundcu ve savaşçı bir 4 buçuk numara. Yani savunması hücumuna ağır basan bir oyuncu. Şutör özelliğinin olmayışı hücum çeşitliliği adına olumsuz bir durum ancak özverili bir biçimde mücadelesini veriyor. Ola‘nın yorulduğu, faul problemine girdiği ya da gününde olmadığı zamanlarda onu yedekleyecek İzzet‘in formunu arttırması gerek. Ayrıca İzzet‘in Olaseni‘ye nazaran daha düşük size‘lı oluşu, pick and roll savunmalarında, switch‘lerde ve post oyunlarında canımızı yakmıyor değil.
Toparlayacak olursak; Gaziantep mağlubiyetini ikinci yarı ilerledikçe fizik gücümüzün azalışına ve bununla beraber mental olarak yıpranışımıza bağlıyorum. Zira rakip kadar biz de üçlük soktuk ilk yarıda ve devre kafa kafaya tamamlandı. Benchten katkı almamız muhakkak şart. Hem de her pozisyonda. Lig arasında şut atabilen ve post oyununu iyi bilen, 4 ve 5 oynayabilen bir yabancı transferi çok iyi olur, Riley‘in durumuna bağlı olarak. Ayrıca Evren Büker‘den neden faydalanılmadığı konusunu öğrenmek isterim. Bilmediğimiz bir sakatlık ya da başka bir durumu mu var yoksa koç tercihi mi? Zira Ender‘in oynamadığı bir günde dahi oynamaması şaşırttı, kendisi Oyak Renault ile başlayan çıkışını Galatasaray ve Türk Telekom gibi üst düzey takımlarda devam ettirmiş, yaş ve oyun olarak da tecrübeli bir oyuncu.
Aslında yazı bu maç özelinin dışına taşarak 9 haftanın da özeti gibi oldu diyebiliriz.
Herkese keyifli okumalar.
