Köşe YazılarıTofaş Spor Kulübü

Tofaş galip sayılır, bu yolda mağlup!!!…

Yeni Dönem Gazetesi Spor Yazarı Engin Aksöz'ün köşe yazısıdır.

Basketbol ya da voleybol maçlarını izlerken, kendi geliştirdiğim istatistikleri kullanırım. (Elbette en doğrusu ve sağlıklısı TBF ile TVF’in istatistikleridir. Benim tarzım biraz daha farklı ve basit olduğu için; köşelerimi yazarken onları baz alıyorum )

Bir örnek vermem gerekirse; atılan ilk sayıdan maçın bitişine kadar olan toplam 40 dakikanın rakamsal dökümünü tutmak kuşkusuz biraz dikkat ve sabır isteyen bir çalışma.

Artık alıştım’ diyebilirim; bittikten sonra ‘nerede hata yaptım acaba ?’diye kendimi sorgulamadan maçların sonunu getirebiliyorum !.

Merak edenler için; (2 ya da 3’er sayılık atışlar, (kimler atmış yanına not olarak düşerim), giren, kaçan faullerle, yüzdeleri (yanı sıra atanlarla, kaçıranların isimleri) bir de alınan molalarda skorun o anki durumu ile periyot bitimlerine ne kadar süre kaldığı )

Dün gazeteye gelince ajandamı önüne açıp; Tofaş’ın Anadolu Efes‘i yenildiği maçı yorumlamaya çalıştım.

Karşılaşmanın kırılma anı; 4. çeyreğin (yani maçın) bitimine 4:43 saniye kala Tofaşlı Kasey Shepherd’ın skoru 86-88’e getiren sayısının ardından kaptığı yeni topta şutunu kullanabilecekken çembere atağı sırasında rakibine yaptığı hücum faul olmuş.

Mola sonrasında ve karşı atakta A. Efes’in yeni taze kanı Elijah Bryant önce şutunu, sonra kullandığı tek atışı sayıya çevirerek skoru 86-91′e getirdi.

Bunun üzerine Hakan Demir bu kez bitime 3:57 kala A.Efes‘in maçın momentumunu iyice eline geçirmemesi adına bir mola kullandı.

Deftere bu sırada ‘Cook üzerine vazife olmayan işlere kalkışıp, kendini çembere gitmeye zorlamasa daha iyi olmaz mıydı’ diye de bir not düşmüşüm.

Öyle ya; 3 numaradan kullandığı yüzdeli şutlarıyla daha verimli oynadığına tanıklık ettiğimiz Cook’un biraz da maçın ellerinden kayıp gitmekte olmanın verdiği panikle 4 numaradan ve iyice sertleşen A. Efes çemberine yaptığı zorlama atışlar benzetme yerindeyse havanda su döğmekten öteye geçemedi.

Sen neredeyse maçın dörtte üçünde yani 35 dakika Kaunos maçından yorgun argın Bursa’ya gelmiş olsa da Türkiye’nin en geniş ve potansiyeli kadrosunu elinde bulunduran Anadolu Efes’e diren, ama sonunu getireme.

Film de bundan sonra koptu zaten.

86-92’den sonra oyunun kontrolünü tamamen eline geçiren Anadolu Efes geçiş hücumlarının yanı sıra, Elijah Bryant, Chris Singleton ve maçın yıldızı Vasilije Micic’in yağmur gibi üçlükleriyle göz açıp kapayıncaya kadar kapatılması çok zor 13 sayılık bir farka ulaşıverdi. (86-99)

Kalan sürede Tofaş’ın rakibe yakalanmış olmanın getirdiği psikolojik yıkımla ve çaresizlik içinde çembere gidip gidip eli boş dönmesine tanıklık ettik.

Buna karşılık rahatlayan A. Efes ise; son dakikaları Euroleauge’nin kazanımı sayabileceğimiz sistem basketbolundan hiç ödün vermeden ve ayağına gazdan çekmeden oynayarak (94-107) ve beklediğinden daha kolay bir galibiyete uzandı.

Ne yalan söyleyeyim; ilk üç  çeyrek sona erdiğinde Tofaş’ın maçı kazanacağına olan inancım tamdı. Hem iyi oynayıp, doğru hücum ediyorlar, takımın yumuşak karnı olan çember altı zaafı sayılmazsa (Ligde ve Avrupa’da adeta hayalet gibi parkede dolaşan Pılıp Petrusev bu maçta sayıda kendi kariyer rekoru kırıyorsa; sanırım daha fazla bir şey söylemeye gerek yoktur !) özellikle kısa rotasyon rakibi bire birde yakın alarak ve canını dişine takmış bir şekilde savunma yapmaya çalışıyorlardı.

xxx

Karşılaşmayı Tofaş’ın aleyhine çeviren en önemli birinci faktör; o gece uzun bir aradan sonra neredeyse kusursuza yakın oynayan Vasilije Micic’in arkadaşlarına yaptığı saha içi liderliği ile, diğer kısa dış oyuncuların (Elijah Bryant, Rodrigue Beaubois)  kendi istatistiklerinin çok üzerinde şut sokmalarıydı. Eski Tofaşlı, geçen yılın Euroleauge MVP’si Micic’in ne kadar mükemmel bir organizatör ve bire bir oyuncu olduğuna bir kez daha tanıklık ettik. Oynadı, oynattı, neredeyse her attığını soktuHakan Demir‘e karşı takındığı terbiyesiz tutum da olmasa; gönüllerimizin MVP’si sloganıyla soyunma odasına da uğurlayacaktık da; her güzel ayni zamanda edepli olamıyormuş (!) demek ki.

                                                          xxx

Pako Cruz tehlikesinin 3. çeyrekte farkına varabilen Ergin Ataman‘ın Meksikalı skorer guarda Beaubois’in yakın markajında ve Singleton’un yardımı üzerinden ikili sıkıştırma getirerek pas ve şut kanallarını kesmesi; karşılaşmanın Anadolu Efes yönünde el değiştirmesinin taktik farkındalığı idi bana göre.

İlk iki çeyrek atan ve attıran Cruz, özellikle 4. çeyrekte yakın baskıdan o kadar bunaldı ki neredeyse çembere bile bakamadı.

Casey Shepherd ile Elgin Cook‘un skor ve savunma bağlamında kendi standartlarını yakalayamadığı maçlarda Tofaş’ın işi bayağı zorlaşıyor. Çünkü bir iyi, bir vasat, zaman zaman da bu maçta olduğu gibi kendini aşan Tomislav Zubcic‘e ‘ diğerleriyle olmuyor, o zaman gel  sen bu açıkları kapat’ diyemiyorsunuz ki !…

xxx

Hakemler !…

O güzel ve keyifli gecede maçın tuzu biberi ve Tofaş’ın aleyhine fişi çekeni idi Polat Parlak…

Kusura bakmasın da bırakın iyi olmayı, vasat yönetmeyi bile beceremiyor. Tofaş’a çaldığı çok tartışılacak iki hücum faulü; ateşli bir salonda üfleyecek olsa; gök kubbeyi başına yıkarlardı !..

Sırıta sırıta gezindi, katletti ve çekip gitti !.

Vallahi ne yalan söyleyeyim babası Aydemir Ekti‘yi de yönettiği yıllarda hiç tutmazdım; oğul Aytuğ Ekti‘de o kadar hakem işte !…

Kenarda kendini ikinci teknik faulden attırmak için şekilden şekile giren Ergin Ataman’a gücün yetmiyorsa eğer; o zaman bırak hakemliği arkadaşım dön ekmek tekneni başına; hiç olmazsa canı yanmaz kulüplerin!…

Bir yorum yazın

Lütfen bir isim/rumuz ve yorum yazın.

Kayıtlı bir kullanıcıyı yorumunuza etiketlemek(mention) için yorumunuzun içerisine örnek @bursabasket şeklinde kullanıcı adını yazabilirsiniz.

Başa dön tuşu
Kapalı
Kapalı