Bursaspor İnfo YatırımKöşe Yazıları

Yönetmek şöyle dursun katlediyor maçları!

Egolu insanla hastalıklı ruh hali eşittir aynısıdır; önüne geçilemeyen bir kişilik sorunudur!

Sporda, sanatta, siyasette, müzikte…

Aklınıza neresi geliyorsa…

Kendini dünyanın en iyisi sanır.

Ne yaparsanız yapın değişmez, değişemez…

Hele bir de dokunulmazlık zırhına bürünmüşse!..

Dünyanın en tahammül edilmez insanı olur çıkar!

Uyarırsın anlamaz…

Rica edersin kasım kasım kasılır…

Pis pis sırıtır pişmiş kelle gibi!

Utanmazı az, sıkılması yoktur!..

xxx

Böyle tipler siyasetin çıbanbaşıdır…

Ortamı gerer, kendisi gerilmez…

Kovarsın olmaz, atarsın bacadan girer…

Vadesi bitse de  yine bir yerlerden başını çıkartmasını bilir!..

 xxx

Sanatçı olanı bölücüdür, ayrıştırır…

Müzikçisi kendini Mozart’la, Beethoven‘in yerine koyar…

Bir halt çalamaz, bir şey besteleyemez, ‘O zaman bir kuple söyle de dinleyelim’ dediğinde cıyak cıyak çıkar sesi; kulaklarını tıkar kaçarsın, sesi gibi kendisi de detonedir çünkü…

Nasıl sanatçıysa artık, kendine muhalif, karşıya lütufkârdır…

xxx

Sıkıldınız mı?

O zaman sadede gelelim…

Bu tipitiplerin sporcusu da hazım sorunu yaratır, hele hakem olanları hafazanallah…

Fatih Arslanoğlu!

Sözde basketbol hakemi ama özünde kocaman bir hiç; eksi sıfır kere sıfır!..

Yönetmek şöyle dursun katlediyor maçları…

Ego denilen musibet bu zat-ı alide öyle zirve yapmış ki; beceremediği yerleri gülüp, geçiyor ki; sonrası tam bir fecaat…

Kızıyorsun, sinirleniyorsun oturduğun yerde; sana kesik attıkça daha beterini yapıyor…

Yeter ama kardeşim…

Bir değil; iki değil.

Hiç değişmemişsin…

Hakem olmak dünyanın en zor işi…

Müsvedde olmak ise en kolayı…

İçine ettin Frutti Extra Bursaspor-Darüşşafaka TEKFEN maçının…

Ona cart, buna cart, ona sportmenlik dışı, buna teknik faul…

Sen nasıl bir adalet dağıtıcısın ki; duygu, hakkaniyet, dürüstlük bedeninde duramayıp kapından girip, bacandan çıkmış…

Yazıktır, ayıptır, günahtır!..

                                                                 xxx

Hatırladın mı üç yıl önce yine o salonda yönettiğin TOFAŞ-Beşiktaş maçını…

Frutti Extra Bursaspor’a neyi reva gördüysen aynısı TOFAŞ’ın başına gelmişti.

Orhun Ene’yi diskalifiye etmiştin haksız yere; maçın skorunu belirleyen basketin başlangıcında topu getiren Beşiktaşlı da Kadıköy’den Karaköy’e yürüyerek(!) steps yapmıştı…

Göremediğin için değil, işine gelmediğinden öyle oldu!..

Maçın nasıl biteceğine soyunurken kafanda karar vermiş, ne gerekiyorsa yapmıştın…

Ya da Bursa’yla Bursa takımlarına karşı özel bir gıcıklığın var, ‘canları cehenneme’ diyorsun; o kadarını bilemeyeceğim!

TOFAŞ şikayetçi olunca uzun bir süre maç vermediler sana!..

Cumartesi günü bir kez daha görüldü ki yine aynısın, yine hiç değişmemişsin; can yakmaya, hak yemeye devam!

Bırak o zaman bu işi!..

Bilmiyorsun, beceremiyorsun, battıkça batıyorsun!..

Dikkatle takip edeceğim, bakalım üzerine tüy diktiğin bu maçtan sonra sana ceza verebilecek mi MHK; hep birlikte göreceğiz…

                                                                xxx

Frutti Extra Bursaspor-Darüşşafaka TEKFEN maçının hakem cephesi böyle…

Jack Nicholson koltuklarının müdavimleri ise giderek tehlike arz etmeye başladı.

Özellikle bu hafta sanki hepsi birden patlamaya hazır birer barut fıçısı gibi geldiler gözüme, inanın korktum.

Yanlış düdüklere tepki gösterin göstermesine de biraz daha sağduyulu olmanızda sağlığınızla, takımızın selameti açısından faydası var.

Bir kısmı sahayı çeviren çizgilerin içinde gezindi maç bitene kadar…

Tepkilere küfürler karışırken, ortalığın karışmasına da ramak kaldı.

Aman dikkat, aman sakinlik; yoksa o koltuklar bir daha yerine zor konulur!

Fatih Arslanoğlu anons için masaya gelince ‘Bana arkadan küfür ettiler‘ demiş…

O zaman sen de delikanlıysan kim etmişse; onu atacaksın, sessiz sedasız maçı izleyen tribünlerin günahı neydi?..

Niye attıramadın sahi hocam; çekindiğin birileri mi vardı?

xxx

Levent Kızıl‘a takmış İstanbul cephesi; ‘Ne işi vardı sahanın içinde?’ diyerek…

Sahanın içine filan girmedi, ayağa kalkıp haksızlığa tepki gösterdi…

Evet aşırı oldu biraz; dışarıdan bakılınca iyi de görünmedi ama böyle olduğu halde Arslanoğlu‘nun Bursaspor‘u doğramasına bir şey diyemeyenlerin, Levent Kızıl üzerinde şubeye yüklenmeleri de trajikomik bir durum; abesle iştigalden başka bir şey değil.

Otursa ya yerine!‘ diye de kimse akıl vermeye kalkmasın…

İstanbul’da daha beterleri var, Örneğin Ülker Sport Etkinlik Merkezi’ni bir Euroleauge akşamında izleyin, ne demek istediğimi daha iyi anlarsınız.

Hiç mi eleştirmeyeceksin?

Öyle şey olmaz…

Keşke siniri tepesine çıkmış bir şekilde bench’e yürüyüp, orada bir şeyler söylemeseydi…

Hakemler görse de çalamadılar.

O zaman kim haksız burada?

Kızıl mı yoksa çalmaya çekinenler mi?

O zaman  ‘Ne diyorsun?’ derseniz?

İçeriği farklı olsa da doğru bulmadım, trol cephesine malzeme verdik kendi elimizle.

Levent başkana bundan sonraki maçlarda sükûnet tavsiye ediyorum…

xxx

Frutti Extra Bursaspor’un yaşadığı düşüş süreci bu sporu yakından takip edenler için sürpriz olmadı.

Sezon başının en iyi başlangıcını yapan kadrosu, an itibarıyla kendini arıyor.

Normaldir…

Ayni çizgisinde devam etmeyi başarabilen Anadolu Efes’le P. Karşıyaka dışında başka bir takım gösteremezsiniz Süper Lig‘de.

Bu inişler, çıkışlar mutlaka yaşanacaktır.

Önemli olan bu geçiş sürecini en az hasarla atlatıp, yeniden yükselişe geçmek.

Fikstürdeki ilk üç maç çok zordu, ilk yarıda 2/3 yaptık.

Köprünün altından sular aktıkça; zayıflar toparlandı, güçlüler ivme kazandı.

Zorluk derecesi yüksek maçlar bu hafta oynanacak P. KSK maçıyla bitecek.

Sonra dişimize göre ve yenebileceğimiz rakiplerle karşılaşmaya başlayacağız.

Bir de şunu söyleyelim…

Bu kadro en iyi oyuncusunu elinde tutamayıp, ekonomik nedenlerle Çin Ligi’ne kaptırdı.

Skor yükünü çeken Allerik Freeman gibi birisini ara transferde getirebilmek çok zor bir iş.

İşte bu kadro iki önemli maçını; Freeman olmadan oynayıp; kaybetti…

Gerald Robinson‘un ayağının tozuyla ve sadece şut idmanı yaparak D. Şafaka maçına çıktığı düşünülürse; alınan bu yenilgi de normal karşılanmalı.

 xxx

Her zaman vurguladığım gibi; yerli rotasyondan çok az katkı alıyoruz.

Sezon başında sponsor bulunamadığı için; kim boşa çıkmışsa zorunlu olarak transfer edildi.

‘O niye alınmadı, bu niye gelmedi?’ diyenlerin bilgisine sunarız.

Gelenlerin de formalarının hakkını gereği gibi verdikleri söylenemez.

Özellikle İzzet Türkyılmaz’la Can Maxim Mutaf basketbolseverlere tam bir hayal kırıklığı yaşattılar!

Tevfik Akdamar girince de fazla bir şey değişmiyor.

Yanı sıra kısıtlı rotasyonda yükün bindiği yabancılardan birisi iyi oynamayınca; takım el freni çekilmiş araba gibi stop etmeye başladı ki Bursaspor’un böyle bir lükse tahammülü yok.

D. Şafaka maçında Perry Jones’un kötü oyunu hesapta olmayan bir handikaptı. Bomboş pozisyonda bulduğu üç üçlüğü sokabilse maçın gidişatı da değişecekti.

Play-off şimdilik uzaktaki bir liman.

En iyisi bu yıl için beklentileri pek yüksek tutmayın derim!..

Bir yorum yazın

Lütfen bir isim/rumuz ve yorum yazın.

Kayıtlı bir kullanıcıyı yorumunuza etiketlemek(mention) için yorumunuzun içerisine örnek @bursabasket şeklinde kullanıcı adını yazabilirsiniz.

Başa dön tuşu
Kapalı
Kapalı